DİĞER
Çağdaş Almanca edebiyatın en etkili yazarlarından Jenny Erpenbeck’le külliyatını kapsayan bir söyleşi: “Kendilerine soru sorulmayan, dikkat çekmeyen insanların görülmeme problemiyle nasıl başa çıktıkları… Dünyada hareketi yaratan şey budur.”
"Ev, babalarının ölümünden sonra kardeşlerin birlikte büyüdüğü yazlık evde geçiyor. Üç kardeş bir araya gelirler ve kâh geçmişi anarak kâh gelecek planlarıyla bu evi nasıl değerlendireceklerine karar vermeye çalışırlar. Artık olan olmuş, giden gitmiştir. Ev tanıdığınız ev olmaktan çıkar. Karşılayan yok, tam kurtulalım derken anılar üşüşür. Anne-baba evini kapatmak duygusal patlamalar ve hüzün dolu. Zor bir şeydir ‘ev’den vazgeçmek; eşyalarla, çocukluğunla vedalaşmak."
Onyıllardır fizik, matematik, iktisat, tarih, siyaset, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi pek çok alanda kitap yayımlamakta olan ve Boğaziçi’nin atanmış rektörü Naci İnci’nin kararıyla kapatılan Boğaziçi Üniversitesi Yayınları’nın bastığı bazı kitaplar…
"Çizgi roman ekolleri ve yayıncılığı hiç değişmedi. Dün neydiyse bugün de aynı. Değişen sadece ve sadece okur profili ve sanatçıların alışılmış kalıpları yıkma çabasıyla ortaya çıkan anlatım teknikleri..."
“Suat Derviş’in romanları, psikolojik gerilimlere verdiği önemle, insan benliğinin derinliklerini anlama ya da gösterme çabasıyla ve kadının erkek karşısındaki toplumsal konum ve rolünü sıradan bir aşk hikâyesi anlatırken bile tartışmasıyla dönemin öteki tefrikalarından ve popüler aşk romanlarından farklılaşır."
"Barthes Çağdaş Söylenler’de küçük burjuvazinin dolaşıma soktuğu tüketim nesnelerinin yapısal çözümlemesine girişirken, Ernaux bu nesneleri bir anlatıya döküp bireysel ve toplumsal yaşamın içinde harmanlar. Farklı hafıza kaynaklarını temel alarak bir 'total roman' oluşturmaya çabaladığı Seneler’de toplumsal belirlenimciliğin bireyin yaşamı üzerindeki etkisi görülürken, yazma arzusu kitabın sınırlarını sosyolojik boyutun ötesine götürür."
"Yoksulluk çeken insanların hayatlarını, nelerden yoksun kaldıklarını, açlıklarını, yorgunluklarını vs çok ayrıntılı olarak anlattığı gibi, ruhsal yoksulluğu anlatmayı da önemsemiştir Suat Derviş... Romanın ilginç bir özelliği de sonlarını, Suat Derviş’in muhabir olarak Sovyetler Birliği’ne gitmesi üzerine Kemal Tahir'in yazmış olması..."
"Walther “Shear” Feyzioğlu’yla tanışmam doksanlı yılların sonuna denk gelir. Süper güçleri olan İzmirli bu Marvel Comics karakteri 31 sayılık Strikeforce Morituri adlı çizgi roman yayınının kahramanları arasında yer alıyor. Gelin onu yakından tanıyalım."
“Bu kulağa komik gelebilir, çünkü kitap yapmak oldukça önemli bir şey, ama işimden çok fazla şey beklersem çok yaratıcı olmayacağını anladım. Yaratıcı olmak için biraz dikkatsiz, biraz serbest hareketli olmanız ve işlerin nasıl sonuçlanacağı konusunda çok fazla endişelenmemeniz gerektiğini keşfettim."
"Tanto, Karabala, Kasap ve Kısas'ın ortak paydası, öfke, hiddet, şiddet ve adalet arayışı... Bir tür linç kültürü savunusu mu? Yoksa savunmasız, çıplak, yalnız ve sesini duyuramayan bir kitlenin öfkesinin çizgi romana yansıması mı?"
"Galip Tekin, mizah çizgi romanının dışına çıkarak serüven çizgi romanına felsefeyi yerleştiren, bu alanda kopya çizgiye hiç gerek olmadığını da gösteren bir kilometre taşıdır çizgi roman tarihimizde. Tam üç yıl önce bugün kaybettiğimiz Tekin, tekinsiz çizgileri, ilhamı, dersleri, ufkuyla hâlâ aramızda dolaşmaktadır."
"Yaşlılar sisteme yük mü? Bu çizgi romanların sorduğu soru bu değil. Daha çok şu: İşimize gelince uygar, işimize gelmeyince vahşi miyiz?”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık